{ "title": "Aktif Bağışıklık", "image": "https://www.bagisiklik.gen.tr/images/aktif-bagisiklik.jpg", "date": "19.01.2024 11:14:14", "author": "Selen Karadeniz", "article": [ { "article": "Aktif bağışıklık, canlıların doğumla birlikte yaşamlarının herhangi bir döneminde canlı ya da inaktif mikroorganizmalarla temas etmesi sonucunda gelişen bir bağışıklıktır. Mikroorganizmalarla temas kısa ya da uzun süreli olabilir. Kazanılan bağışıklıkta farklı derecelerde etkili olabilir. Bu şekilde canlılar temas ettikleri mikroorganizmalara karşı bağışıklık kazanırlar.

Aktif bağışıklık türleri

Doğal aktif bağışıklık: Doğumla birlikte bireylerin ortamdaki çeşitli mikroorganizmalarla temas edere ya da bunları koruyucu amaçla alarak farklı derecelerde bağışıklık kazanmalarıdır. Kişilere bu etkenler direkt ya da indirekt şekilde girer. Vücuttaki sekonder ya da primer savunma mekanizmalarını aşarak, kan ve lenf yollarıyla yayılır ve hücrelerle temasa geçerler. Bazı etkenlerde vücuda girer girmez hücrelerle karşılaşır. Hücreler uyarılarak gelişen, mikroorganizmalara yönelik humoral ya da sellüer yanıt oluşur. Bunun sonucunda göre kişide mikroorganizma oranına, giriş yolu, vücudun hassaslığı gibi faktörlere bağlı olarak, faklı seviyede aktif bağışıklık gelişir.

Virülensi düşük olan mikroorganizmalar vücutta belirsiz bir uyarıma neden olup, oldukça kısa ömürlü ve zayıf bir bağışıklık yaratırlar. Bunlar genellikle hastalığa neden olmaz. Fakat kişide immün yetmezliği olursa ya da ilaç kullanımı varsa, genel sağlığı bozuk olursa ya da stresli olurlarsa, klinik olarak bazı bozukluklar gelişebilir. Bu mikroorganizmalar genellikle yeteri kadar antikoru uyarmadıklarından, vücutta zayıf aktif bağışıklığa neden olur. Daha etkili olan virülensli mikroorganizmayla karşılaşan vücut hastalığı kapabilir. Bunların oluşturduğu infeksiyonların tanısı genellikle belli bir klinik tablo oluşturmadığından oldukça zordur. Kanda da yeterli antikor oluşturmadıklarından tanısı güçleşir ve gözden kaçar.

Orta derecede virülensi olan mikroorganizmaların vücuttaki uyarımı daha etkili olur. Bunlar kanda homolog antikoru olmayan kişilere verilirse enfeksiyona yol açarlar. Yüksek virülensi olan mikroorganizmalar ise vücuda girdikleri zaman ciddi enfeksiyonlara, hastalıklara neden olurlar. İnaktif mikroorganizmalar vücutta düşük uyarıma neden olsa da uygun adjuvantla birlikte verilirse, antijenleri artar.

Kişiler mikroorganizmaları direkt kendileri alarak ya da bunların toksinlerini ya da toksik metabolitlerini alıp, aktif bağışıklık kazanabilir. Bunun derecesi toksinin türüne, miktarına, giriş şekline ve diğer etkenlere bağlı olarak değişebilir. Mikroorganizmaların vücuda girişi daha çok sindirim, cilt, mukozalar ve konjunktiva yoluyla olur. Anne karnındaki fetus bunları plasenta aracılığıyla alır ve infekte olur.

Suni aktif bağışıklık: Canlılar tehlikelerden korunabilmek için, farklı şekillerde hazırlanan aktif ya da inaktif aşılarla aşılanıp, etkin bir bağışıklığa sahip olabilir. Canlı aşılar, diğer inaktif aşılara göre daha başarılı bir uyarıma neden olur. Tehlikeli enfeksiyonlardan ve hastalıklardan korunmak amacıyla viral ve bakteriyel aşılar çok kullanılır.

Doğal yoldan ya da suni olarak elde edilen aktif bağışıklıkta vücudun korunmasında iki yanıt oldukça önemlidir. Bunlardan biri humoral yanıt yani sıvısal yanıttır. Diğeri ise hücresel yanıttır yani sellüler yanıttır. Bu şekilde canlılar aktif bağışıklık kazanır, hastalıklardan ve enfeksiyonlardan daha kolay korunur.
" } ] }